Serinleyen Havalara İnat: Metabolizmanı Canlı Tut!

Güneş erken batmaya ve geceleri serin olmaya başladıysa, sonbaharın bizlere sunduğu değerli ürünlerinden faydalanma vakti gelmiş demektir.

Uykuya dalmadan önce vücudunuz irkildiğinde ayağınıza çorap giyme fikri kulağa gayet mantıklı geliyor değil mi? 

Peki ya vücudunuzu sonbahar etkilerinden nasıl koruyabilirsiniz hiç düşündünüz mü?

Vücudumuz soğuklardan kendisini korumak için gerekli bir ısıya ulaşmalıdır. Bunun için de ek enerji takviyelerine ihtiyaç vardır. 

Biz üşüdükçe, vücudumuzun enerjiye olan gereksinimi artar ve daha fazla besin tüketme eğilimi gösteririz. Bu besinler de, daha fazla enerji veren, karbonhidrat (şeker, un vb.) ve yağ yönünden zengin besinlerdir. 

Ancak karbonhidrat ve yağ yönünden zengin besinleri tüketmek, vücuda ne kadar enerji veriyor olsa da, kilo almak bir o kadar kaçınılmaz olacaktır.

Bu sebeplerden yola çıkarak, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu ek enerjiyi, kilo alma endişesine kapılmadan, doğru besin tüketimi ile vücudumuza sağlayabiliriz. 

Mevsim değişikliğinin getirdiği soğuk algınlığı, yorgunluk ve depresyon eğilimine karşı, hem vücudunuzu koruyup hem de formda nasıl kalabilirsiniz, gelin hep birlikte bir bakalım! :)

Sabahların koruyucu ajanları: Antioksidanlar!

• Balkabağı:

1. A vitamini ve lif deposu olan bal kabağı, grip sezonunda bağışıklığı arttırmak için harika bir besin. Antioksidan ve antiinflamatuar özelliklerinin yanında, bahar depresyonundan korunmanız için tam bir serotonin kaynağı! 
2. Küçük bir tüyo: Bal kabağı tüketirken, yanında bir miktar omega-3 ve ceviz tüketmeniz sağlığınız için oldukça faydalı olacaktır. ;)

• Brezilya Fındığı:

1. Sonbahara geçiş döneminde yaşanabilecek depresyon, mutsuzluk ve karamsar düşüncelere karşı, selenium tüketimi faydalı olacaktır. 
2. Tam tahıllar, brezilya fındığı ve ton balığı ise selenium açısından zengin bensinlerdir.
3. Özellikle gün içerisinde tüketeceğiniz brezilya fındığı, içerdiği yüksek miktarda selenium sayesinde size dinçlik verecektir.

• C vitamini:

1. İyi bir antioksidan olan C vitamini, bağışıklık sistemi için tam bir güç ve direnç kaynağıdır. 
2. Kuşburnu, turunçgiller, biber, maydanoz, soğan, kırmızı ve mor meyveler, yeşil biber, brokoli ve yeşil salatalar, C vitamini almanızı sağlayacak besinlerdir.

• Kızılcık:

1. Resveratrol adlı fitokimyasal açısından oldukça zengin olan Kızılcık, oksidatif hasara karşı bünyeyi korumaya oldukça yardımcıdır.
2. Bunun yanı sıra, sağlıklı kan basıncı ile kalbinizi korumaya yardımcı olur.
3. Mesane duvarına yapışan zararlı bakterilere karşı da, içinde bulunan proantosiyanidin sayesinde, vücudu idrar yolu enfeksiyonuna karşı koruma da yardımcı olur.

Metabolizmanızı Canlandırın!

• Sonbaharla birlikte açılan balık sezonundan yararlanmayı ihmal etmeyin!
• Omega-3 bakımından zengin olan lüfer ve palamut gibi balıkları sofranızda mutlaka bulundurun.
• Antioksidan açısından zengin olan Pembe Greyfurt tüketmeye çalışın.
• Avakado gibi  E vitamini ve tekli doymamış yağ asitleri yönünden zengin olan besinleri tüketmeye özen gösterin.
• Yüksek posa içeren mantarı, mutlaka et yemeklerinizde kullanın. 
• Brüksel lahanası gibi düşük kalorili, yüksek posa, demir, folat, manganez ve K vitamini bulunduran sebzeleri, ana yemek olarak tercih edin.
• Ara öğünlerde ise, tok hissetmek için yeşil çay içmeniz, vücudunuza oldukça fayda sağlayacaktır.
• İçerisindeki EGCG (epigallokateşingallat) denen ve bedenin savunma sistemini güçlendiren fitokimyasallar ile yeşil çay, vücuda tokluk hissi veren hormonun, salınımını arttırır.
• Gün içerisinde düzenli olarak tüketilen yeşil çay, vücudunuzun aşırı yağ depolamasını önlemeye yardımcı olarak, iştah düzenleyici hormonları dengeler.
• Detoks etkisi gösteren, tat tomurcuklarını sıfırlamaya yardımcı olan, sindirimi canlandırıp besin ögelerinin emilimine yardımcı olan, vücuttaki yağ depolarını azaltıcı etkiye sahip rezene çayını da ara öğünlerinize ekleyebilirsiniz.
• Ayrıca şeker metabolizmasını uyararak, kan şekeri seviyesini düşüren tarçını, çay veya kahvelerinize ekleyebilirsiniz.
• Bağışıklık sistemini desteklemek için ise, antimutajen etkiye sahip ada çayı, kuşburnu ve ıhlamuru da gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.